Ayasofya Camii’nin Tarihi + Nasıl Gidilir?)

Ayasofya Camii’nin Tarihi
Ayasıfya Camii’nin tarihi Bizans İmparatorluğu dönemine kadar dayanmaktadır. Dönemin hükümdarı İmparator I. Justinianus’un isteği üzerine 532 senesinde yapımı başlatılmış olan katedral 537 yılında tamamlanmıştır.

İstanbul’un fethine kadar Bazilika planlı Patrik Katedrali olarak görev yapan bina 1543 yılında Fatih Sultan Mehmet’in emri üzerine fetih sonrası camiye çevrilmiştir.

Daha sonra 1935 yılında müze haline getirilmiş olan bina 2020 yılında tekrar Cumhurbaşkanı kararnamesi üzerine Cami olarak ibadete açılmıştır.

Katedralin adı Yunanca bilgelik anlamına gelen Sofia ve azize, kutsal anlamlarına gelen Aya kelimelerinin birleşiminden meydana gelmektedir. Bu nedenle ‘ilahi bilgelik’ ya da ‘kutsal bilgelik’ gibi sıfatlara sahip bir yerdir.

İnşaatı esnasında 10 bin civarında görevli çalışmıştır.

Kilisenin içerisinde bulunan insan figürleri kilisenin camiye dönüştürülmesi sırasında Fatih Sultan Mehmet’in bunlara hoşgörü göstermesi üzerine zarar verilmeden kaldırılmıştır. İnsan figürlerine ince bir sıvı kaplama yapılmış diğer figürler ise olduğu gibi bırakılmıştır.

Caminin müze haline getirildiği zamanlarda sıvanın bir kısmının çıkarılması başarılı olmuştu ve figürler yeniden ortaya çıkmıştır.

Binanın ilk yapımından sonra birkaç defa en geniş kubbe tarafında çökmeler yaşanmıştır. Bunu bilen Mimar Sinan koruma amaçlı istinat duvarları eklemiştir ve bundan sonra bina hiçbir zaman çökme problemi ile karşı karşıya kalmamıştır.

Ayasofya’nın Özellikleri

15. yüzyıl döneminde günümüze kadar ulaşmış olan Ayasofya mimari ve sanat tarihi arasında oldukça önemli bir konuma sahiptir. Diğer katedraller ile kıyaslandığında farklı öne çıkan pek çok özelliği bulunmaktadır. Bu özellikler sebebi ile Hristiyanlık dünyasında da çok önemli bir yere sahiptir.

İnşasının tamamlandığı dönem daha sonra yapılmış olan İspanya Sevilla Katedrali zamanına kadar Dünya’nın en büyük katedrali unvanına sahipti. Günümüzde ise Dünya’daki en eski katedral olarak bilinmektedir.

Bunun dışında Dünya’da en hızlı inşası tamamlanmış olan katedral yine Ayasofya’dır ve yapım süresi 5 yıl kadar zaman almıştır.
Ayasofya’nın özelliklerinden biri de Dünya’da en uzun süre ibadet edilen yapılardan biri olmasıdır ve bu süre 15 yıldır.

Ayasofya Camii

Katedral olarak inşa edilmiş olan Ayasofya ilk olarak 1453 senesinde fetih sembolü olarak belirlemiş ve direkt camiye çevrilmiştir. Bu dönemde bakımları aksatıldığı için katedral son derece harap düşmüş bir halde idi.

Buraya çok değer veren Fatih Sultan Mehmet hemen kilisenin gerekli bakımlarının yapılıp burasının bir camiye dönüştürülmesi emrini verdi.

İlk minare bu dönemde, sonra II. Bayezid döneminde yapılmıştır. Daha sonra Macaristan’ı fetheden Kanuni Sultan Süleyman tarafından iki tane büyük kandil getirtilerek binaya eklenmiştir.

Daha sonraları bina depremlerden kötü etkileniyor diye dayanıklılığı arttırmak amacı ile dış istinat takviyesi Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.

Daha sonra buralara bazı türbeler de eklenmiştir. İç kısma mermer minber, mevlit balkonu, hünkar balkonu, vaaz kürsüsü gibi yapılar da yine Osmanlı’nın Ayasofya’ya eklediği yapılardır.

Ana salonda bulunan iki küp ise Bektaşi taşından yapılmış, Helenistik dönemden kalma III. Murat tarafından Bergama’dan getirtilmiştir.

Sultan I. Mahmut 1739 senesinde binaya restorasyon yapılmasını ve buraya bir şadırvan, bir kütüphane, bir medrese ve bir de imarethane eklenmesini emretmiştir. Bu şekilde Ayasofya tek başına bir cami olmaktan çıkarak bir külliye halini almıştır.

Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılan restorasyon işlemi sonrasında da dış kısma bir muvakkithane ve medrese yaptırılmıştır. Bir de tüm minarelerin eşit boyda olması için işlem yapılmıştır.

Burada bir de şehzadeler türbesi, sebil, hazine dairesi ve sıbyan mektebi yapılmıştır. Bunun dışında yine Sultan Mustafa Türbesi ile Sultan İbrahim Türbesi de burada yer almaktadır.

Ayasofya’nın Müze Olması

1935 senesine kadar fetihten sonra cami olarak kullanılan Ayasofya Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde Bakanlar Kurulu kararı ile müze haline getirilmiştir.

6 Şubat 1935’te Atatürk burayı ziyaret etmiştir.

1985 yılında müze UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil olmuştur.

İlk olarak 1991 senesinde dönemin Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek tarafından Ayasofya’ya Eminönü Belediye’sine gelen bir emir üzerine bir imam ve bir müezzin tayin edilmiş. Bir süre sonra da minarelerinden yeniden ezan sesleri yükselmeye başlamış. Ancak bina müze statüsünü korumaya devam etmiş.

2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi üzerine müze unvanı tamamen kaldırılarak Ayasofya Camii adını almıştır.

Bir cevap yazın