Büyükada Gezi Rehberi, Nasıl Gidilir, Plajlar, Aktiviteler

Büyükada, eski adı olan Prens Adaları olarak da bilinir ve İstanbul açıklarındaki adaların en büyüğü olma özelliği gösterir. Tarihi yapıları, çeşitli plajları, nefes kesen manzaraları ile ziyaretçilerini etkileyen Büyükada, Bizans imparator ve imparatoriçelerine ev sahipliği yapmış, İstanbul’un en gözde yeri olarak kabul görmüştür. İstanbul beautiful olarak size özel Büyükada gezi rehberi oluşturduk.

Büyükada’ya Nasıl Gidilir

Büyükada’ya gitmek için öncelikle İstanbul’a ulaşmanız gerekiyor. İstanbul’a ulaştıktan sonra;

Büyükada’ya Nereden Gidilir?

  • Bostancı,
  • Kartal,
  • Kadıköy,
  • Eminönü,
  • Karaköy,
  • Kabataş,
  • Beşiktaş,
  • Avcılar,
  • Bakırköy
  • Yeşilköy’den Büyükada’ya ulaşım sağlayabilirsiniz.
  • Bostancı’dan Büyükada’ya motorlar ile 35 dakikada varabilirsiniz.

Kabataş-Büyükada seferini kullanacaksanız yolculuk yaklaşık 1 saat sürmektedir. Yalova ve Avcılardan Büyükada’ya yolculuk etmek istediğinizde ise yine yapılan Büyükada seferleri ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Kartal’dan Büyükada’ya ulaşmak isteyenler yolcular ise yine çeşitli firmaların seferleri ile Büyükada’ya ulaşabilirler. Bu yolculuk yaklaşık 25 dakika sürmekte.

Eminönü’nden 1 Saat 15 dakika süren Turyol seferli ile ve Karaköy’den 1 saat 15 dakika, Kadıköy’den 50 dakikada Büyükada’ya ulaşabilirsiniz.

Bakırköy’den Büyükada’ya gitmek isteyen yolcular Turyol firmasının sağladığı seferleri, Yeşilköy’den Büyükada’ya gitmek isteyen yolcular ise Mavi Marmara firmasının sağladığı seferlerle Büyükada’ya ulaşım sağlayabilirler.

Tarihi ve doğal güzellikleriyle yerli veya yabancı olan misafirlerin uğrak noktası olan Büyükada içerinde ulaşım bir zamanlar faytonlarla sağlansa da artık yerini bisiklet ve elektrikli araçlar ile sağlamaya bırakmıştır.

Denize girmek isteyenler için Büyükada’da plajlar mevcuttur:

  • Eskibağ Plajı
  • Halik Koyu Plajı
  • Prenses Koyu Plajı
  • Yörükali Plajı
  • Nakibey Plajı
  • Kumsal Plajı
  • Aya Nikola Plajı

Büyükada’da Gezilecek Yerler, Aktiviteler

  • Kamino Yelken Kulübü
  • Lunapark
  • Aya Yorgi Tepesi
  • Anadolu Kulübü
  • Büyükada Splendid Palace Hotel
  • Çankaya Caddesi
  • Reşat Nuri Güntekin Evi
  • Büyükada Rum Yetimhanesi
  • Anastasia Meziki Hotel
  • Hamidiye Cami
  • Troçki’nin Evi
  • Adakule
  • Adalar Müzesi
  • Sedef Adası Plajı

Sanat düşkünü ve tarih severlerin uğrayabileceği mekanlar olarak Büyükada’da bulunan tarihi evler ve köşkler;

  • Hükümet Konağı
  • Con Paşa Köşkü
  • Troçki Evi
  • Taş Mektep
  • Splendit Oteli
  • Mizzi Köşkü
  • Kadıyoran Caddesindeki İbrahim Necmi Dilmen Evi
  • Yalman Köşkü
  • Fabiato Köşkü
  • İzzet Paşa Köşkü
  • Gözlü Ev

Büyükada Müzesi (Adalar Müzesi);

Müze, ada merkez konumuna uzak olam Reşat Nuri Güntekin’in evinin yakınlarında yer almaktadır. Büyükada Müzesi İstanbul’un ilk çağdaş kent müzesi olma özelliği barındırmaktadır. İçi hem tarih, hem edebiyat hem de sanat ağırlıklı içerikler ile doludur. Pazartesi hariç her gün açıktır.

Büyükada’da Bulunan Kutsal ve Dini Mekanlar

  • Büyükada Panayia Kilisesi (Meryem Ana Kilisesi)
  • Büyükada Ayios Demetrios Kilisesi
  • Hesed Le Avraam Sinagogu
  • Büyükada Ayios Nikolos Manastırı
  • Büyükada Surp Astvazazin Ermeni Katolik Kilisesi
  • Aya Triada Kilisesi
  • Hristos Manastırı (İsa Tepesi)
  • San Pacifico Latin Katolik Kilisesi
  • Aya Yorgi Rum Manastırı (Ayios Yeorgios Kilisesi);

Orijinal adı Agios Georgios Rum Ortodoks Manastırı olan ve 1751’de inşa edilen Aya Yorgi Kilisesi, 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde olmak üzere yılda iki kere, hangi dinden olduğu fark etmeksizin, dilek dilemeye gelen farklı dinlere mensup misafirlerle doluyor.

Kilisenin içindeki mızrağı ile bir deniz canavarını öldüremiş olan Saint George ikonası kilisenin en değerli hazinesi olarak bilinmektedir. Bir rivayete göre, Bizans döneminde, kilisenin papazları, kilisenin kutsal emanetleri ve ikonlarının zarar görmemesi için işgal zamanlarında onları toprağın altına gömmüşler. Yıllar sonra bir çoban Aya Yorgi’nin rüyalarına girmeye başlamış. Çoban Aya Yorgi’den, bu yokuşu hiç konuşmadan çıplak bir şekilde tırmanmasını ve kiliseye çıkmasını, daha sonra çan sesini duyduğunda ise bulunduğu yerdeki toprağın altını kazmasını söylemiş. Aya Yorgi de bu çobanı dinlemiş ve günümüzde kilisede sergilenen ikonaları bulmuş.

Kilise, Hristiyanlar tarafından Efes Antik Kenti yakınlarındaki Meryem Ana Evi gibi tarafından kutsal sayılan bir hac yeri olduğundan, her yıl isim günü sayılan 23 Nisan’da ve Aziza Thekla’yı anma günü sayılan 24 Eylül’de buraya geliyorlar. Aynı hikayede anlatılan gıkı konuşmadan yalınayak kiliseye çıkıyorlar ve yolda dallara bez çaputlar bağlayıp dilekler diliyorlar. Daha sonra kiliseye vardıklarında buradan bir çan ve anahtar alıyorlar. Eğer dileğiniz gerçekleşirse, kiliseye tekrar gelip aldığınız çan veya anahtarı geri getirmelisiniz.

Bir cevap yazın