İstanbul Tarihi Yarımadaya Seyahat

Yarımadanın batı sınırını Bizans zamanından kalma şehir surları oluşturmaktadır. Bundan dolayı Osmanlı Devleti’nden itibaren burası aynı zamanda “Suriçi” olarak da adlandırılmaktadır. Bu bölgeye Tarihi Yarımada denilmesinin sebebi ise içerisinde birçok Bizans ve Osmanlı’dan kalma tarihi esere ev sahipli yapıyor olmasıdır. Burada onlarca saray, camii, kilise, çeşme, dikilitaş ve yapılar tüm heybetiyle ziyaretçilerini beklemektedir. İstanbul beautiful olarak Tarihi Yarımada’nın vazgeçilmezlerini sizin için şu şekilde derledik;

  • Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethinden sonra 1460-1478 yılları arasında yaptırılmış ve Sultan Abdülmecit’in Dolmabahçe sarayına taşınmasına kadar Osmanlı yönetiminin merkezi olmuştur. Üç bölümden oluşan sarayın içerisinde Osmanlı padişahının ailesiyle beraber yaşadığı bölüm (Harem), Enderun Mektebi ve Birun denilen dış bölüm yer almaktaydı. Aktif olduğu dönemde bir eğitim kurumu olarak da kullanılan saray resmi olarak 3 Nisan 1924’te çıkarılan yasayla Mustafa Kemal Atatürk tarafından müze haline getirilmiştir.

Günümüzde müze olan yapı salı günleri kapalı olarak bulunmaktadır. Ziyaret saatleri kış döneminde (Ekim-Nisan) 09:00 – 17:00 arası, yaz dönemimde (Nisandan Ekime kadar) 09:00 – 19:00 saatleri arasında açıktır. Harem bölümü fiyata dahil olmadan bilet ücreti 100 TL, haremi ayrıca gezmek isteyenler için ise bu bölümün ücreti 70 TL’dir. 18 yaş altı ile 65 yaş üstüne giriş ücretsizdir. Müze kart ile giriş yapıldığında Harem bölümü gezilememektedir.

**Müze kart ücreti 60 TL’dir. Tek seferde alınan bu kartla T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve Milli Saraylar’a bağlı, Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde yer alan birçok müze ile örenyeri bir yıl boyunca sınırsız sayıda ziyaret edilip gezilebilinmektedir.

  • Aya İrini Kilisesi

İsmi “kutsal barış” anlamına gelen bu kilise, aslı bozulmadan yüzyıllar boyunca muhafaza edilmiş ve günümüzde müze olarak sergilenmektedir. Daha önce burada bulunan Jüpiter Tapınağı’nın yerine konumlandırılmış ve bizzat Konstantin tarafından yaptırılmıştır. Penelope adında bir azize hakkında efsaneleri bünyesinde barındırmaktadır. Bizans’ın halk ayaklanması Nike İsyanı sırasında yıkılıp yeniden yapılan bu yapı Fatih Sultan Mehmet tarafından sarayın cephanesi olarak kullanılmıştır. Giriş ücreti 60 TL’dir.

  • Ayasofya 

İsmi “Kutsal Bilgelik” anlamına gelen bu yapı dünyanın ilk katedrali olma özelliğini taşımaktadır. Yüzyıllardır ayakta duran yapı bin yıl boyunca en büyük katedral olma unvanını korumuştur. Günümüzde hala görkemini koruyan bu yapının inşası üzerinden 1.500 yıl geçmesine rağmen dünyanın en büyük dördüncü katedrali özelliğini taşımaktadır. Üçüncü Ayasofya olarak adlandırılan bu katedralin yapımı 537 yılında tamamlanmıştır. Konstantin ve oğlu tarafından inşa edilen ahşap tavanlı Birinci Ayasofya yanmış, ikicisi ise Nike İsyanında yıkılmıştır. Avrupa’da birçok ülke ve şehir daha yeni kurulurken ya da kurulmamışken Üçüncü Ayasofya tüm ihtişamıyla Tarihi Yarımada’da bulunuyordu. 

İstanbul’un fethinin ardından Osmanlı’nın ihtişamını göstermek adına burası camiye çevrilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle restore edilmiş ve Bakanlar Kurulu kararıyla müze olarak hizmete açılmıştır. Ayasofya 2020 yılı itibariyle yeniden camii olarak ibadete açılmıştır. 

  • Gülhane Parkı

Topkapı Sarayı’nın bahçesi olma özelliğini taşıyan bu park ücretsiz olarak ziyaret edilmektedir. Burada yer alan görkemli yapıların yanında yeşiliyle insana huzur veren park, çok önemli bir olay olan Tanzimat Fermanı’nın duyurulduğu yer olduğu için Gülhane Hatt-ı Hümayun olarak da isimlendirilmektedir. 

  • Yerebatan Sarnı

Bizans’ın en önemli imparatorlarından biri olan İmparator Justinianus tarafından şehrin su ihtiyacını karşılamak ve depolamak için yaptırılmıştır. Yabancı turistler için ilgi çekici bir yer olan Yerebatan Sarnıcı Dan Brown’un Cehennem adlı kitabında ve uyarlama filminde de yer almıştır. Osmanlı Dönemi’nde böyle bir depoya ihtiyaç duyulmadığı için kullanılmamış ve 1550 yılında Avrupalı iki gezgin tarafından keşfedilmiştir. Bunun ardından Sultan III. Ahmet ve  II. Abdülhamit tarafından restore edilmiştir. 1987 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ziyaretçilere açılmıştır. İçerisinde bulunan sütunların arasından ilerledikten sonra insanların karşısına çıkan ters duran Medusa Başı dikkat çekmektedir. 

Bu tarihi sarnıcın ziyaret saatleri 09:00-17:30 arasındadır ve giriş ücreti yetişkinler için 15 TL, öğrenciler ile öğretmenler için 5 TL’dir. 

Tarihi Yarımada içerisinde bulunan harika eserler saymakla bitmez. Sultan Ahmet Camii, Sultan Ahmet Meydanı, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Alman Çeşmesi, Yılanlı Sütun, Dikilitaş ve onlarcası mutlaka görmeniz gerekenler arasında yer almaktadır. İstanbul beautiful olarak hazırladığımız gezi rehberinden yararlanırken, iyi gezmeler dileriz.

Bir cevap yazın