İstanbul’un Fethi – 29 Mayıs 1453

İstanbul fethi – 29 Mayıs 1453, şehrin dünyadaki önemi, konumu, onu daha önce kim dönemlerinde fetih olunmaya çalışıldığı konusunda bilgiler. Fatih’in şehre girişi ve halka, mimara, şehre olan tutumu. Bu önemli tarihi korumalı, onun doğasına sahip çıkmamız gerektiğini makalemde anlatmış bulunmaktayım.

Dünya tarihinde önemli yeri olan, orta çağı kapatıp, yeni çağın açılmasına neden olan konumuz İstanbul’un Fethi. Belki de Türklerin fethettiği en büyük ve en önemli şehirdir. Doğu Roma’yı yıkan bu fetih batı dünyasında da oldukça ses duyurmuş ve etki bırakmıştır. Batı hala bunun etkisi altındadır.

Daha Önce Kim Tarafından Kuşatıldı ?

Peygamber Efendimiz söylemiş olduğu söz ise Fetihteki en önemli etkenin başlarında gelir.
Daha önce Hz. Osman ve Emeviler döneminde de kuşatılan fakat alınamayan bu kadim şehir, bir Türk Devleti olan Osmanlılar tarafından da kuşatılıyordu. Osmanlı zamanında önce Yıldırım Bayezid daha sonra 2.Murat tarafından kuşatılmış, fakat fetih olunamamıştır. Bunların nedenleri arasında Anadolu’daki diğer beyliklerin Osmanlı’ya saldırması durumudur. Yıldırım Bayezid diğer beyliklere saldırarak arkasını sağlama almıştır. Lakin bu da fethi uzatmıştır.

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a Gelişi
Fetih için hazırlıklar tamamlanmıştı, Fatih’in emri ile 6 Nisan günü ordular saldırıya geçti. Önce Toplarla şehir surları dövüldü, bir yandan da lağımcılar surların altını kazıyordu.
Galata sırtlarından Haliç’e gemiler karadan geçirilerek indirildi. Bu olay Osmanlı’ya moral, Doğu Roma ve Haçlı Birlikleri’ne tam bir hayal kırıklığına uğratmış ve şaşırtmıştır. Günümüzde ise böyle bir zekice taktik saygıyla karşılanmaktadır.

Topların etkisiyle surlarda gedikler açılmış, lağımcıların yüksek gayretleriyle bazı surlar ciddi hasarlar görmüştü. Asıl hücum emri 29 Nisan’da verildi. Osmanlı askerleri şehre 29 Nisan Salı günü girdi.

O sırada şehirdeki halk Ayasofya’ya sığınmış, korku içerisinde beklemekteydi. Sultan şehre girdiğinde ise Ayasofya’ya sığınan halkı gördü, sultan onlara canlarının ve mallarının güvence altında olduğunu rahatça buradan çıkıp evlerine gidebileceğini söyledi. Şehrin çok harap olduğunu gördüğünde, tekrardan imar emri verdi. Resmi giriş Cuma günüydü, Ayasofya’da Cuma  namazı kılınacaktı.

Şehre Giriş
Çok büyük bir törenle şehre giren Fatih Sultan Mehmet, Cuma namazını Ayasofya camiinde kıldı.
Fetih dünya siyaseti ve ekonomisi üzerinde büyük etkisi olacaktı. İpek Yolu’nun çok büyük bir kısmı Müslümanların ( Osmanlıların ) eline geçmişti. Böylece Avrupa yeni ticaret yollarını bulma amacıyla coğrafi keşiflere başladı. Bu keşifler ileriki zamanlarda çok zenginleşmelerini ve gelişmelerini sağlayacaktı.
İstanbul’un fethiyle, İstanbul’da bulunan değerli bilim insanları ve değerli insanlar İtalya’ya gidip Rönesans’ı başlatmıştır. Hristiyan için kutsal olan Ayasofya, artık Müslümanların eline geçmişti. Artık camiye çevrilmiştir. Bu da batı dünyasında oldukça moral kaybına yol açmıştır. Müslümanlar gücünü tüm dünyada göstermiştir.
Bu fetihle Fatih’in imar ettirdiği Şahi Topları’nın önemi anlaşılmış ve gücü fark edilmiştir. Ateşli silahlar savaştan sonra kullanılmaya başlamıştır. Fatih’in dehası Konstantiniyye surlarından daha engin çıktı ve böylece yeni bir dönem başlamış oldu. İstanbul’u topraklarımıza kazandıran tüm atalarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Bizlere düşen ise bu şehre sahip çıkmak ve onu geleceğimize güzel bir biçimde bırakmak, vasiyet etmektir. Umarız dünyanın sonuna kadar bizim olarak kalmaya devam edecektir. Tarihimize, kültürümüze sahip çıkmalıyız, bu şehrin ne zorluklarla alındığını unutmamak ve unutturmamalıyız. Bize düşen onun doğal ve tarihi yapısını korumaktır.

Bir cevap yazın